Urla Tarihi

Türkçe & English

Batı Anadolu sahil kesiminin en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Liman Tepe, Kalkolitik Çağ’dan Roma Dönemi sonuna kadar süren kesintisiz iskân tarihi açısından ünik bir karakter ortaya koymaktadır. Liman Tepe’de 28 yıldır devam eden arkeolojik kazılar sonucunda günümüzde Orta Kalkolitik Dönemden başlayıp Geç Roma Dönemine kadar uzanan 7 mimari tabaka tanımlanmıştır. Elde edilen bu verilerle hem yerleşim hem de Ege dünyası için oldukça önemli bir kronolojik dizin oluşturulmuştur. Bu kronolojik dizin içinde yerleşimin en erken mimari tabakası şu an için MÖ 5. bin yılın başlarına, Orta Kalkolitik Dönem’e tarihlenmektedir. Ele geçen buluntular ışığında, kentin en eski kültür tabakalarından itibaren denizaşırı ticaret ilişkilerinin merkezinde olan güçlü bir liman kenti konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Erken Tunç Çağı’nda şehircilik anlayışının da devreye girmesiyle daha farklı bir boyut kazanan bu merkez, Klasik Çağlar’da Klazomenai adını almıştır.

 

MÖ 1200 yıllarında başlayan Ege Deniz Kavimleri Göçü ile birlikte, site devletleri birer uygarlık merkezi hâline gelmiştir. MÖ 8. yüzyıla gelindiğinde Klazomenai siyasi oluşumunu tamamlayarak uygarlık tarihindeki yerini almış ve şehir devletler sistemine katılmıştır. Bu arada MÖ 6. yüzyıldan itibaren çeşitli istilalara uğramış ve ayaklanmalara sahne olmuştur. Bu sebeple halk, anakaradaki kenti terk ederek karşı kıyıdaki bugün Karantina Adası adıyla bilinen adaya yerleşmiştir. MS 5. yüzyılda adadaki kentin terkedildiği anlaşılmaktadır. MS 451’deki Khalkedon Konseyi, MS 530’daki Hierokles listeleri ve daha sonraki bazı piskoposluk listelerinde adı anılan kentin bu dönemlerde, bir kilise yıkıntısı ve Bizans çağı yazıtları saptanan Gülbahçe Köyü’nde yer alması mümkündür.

 

Türklerin Ege Denizi’ne ve İzmir'e ulaşması 1080’li yıllarda Çaka Bey tarafından gerçekleştirilmiştir. Türklerin ilk donanmasını kuran Çaka Bey, bu sayede kıyı şehirlerini ele geçirmiştir. Bu şehirlerin arasında Klazomenai de vardır. Çaka Bey'in kurduğu beylik kendi ölümüyle birlikte dağılmıştır. Bu tarihten sonra iki yüzyıl kadar Batı Anadolu'da Türk-Bizans mücadelesi olmuştur.

 

Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1308 yılında yıkılmasıyla Anadolu'da beylikler dönemi başlamıştır. İzmir ve Urla, Aydınoğlu Gazi Umur Bey ve İbrahim Bahadır Bey tarafından 1329 yılında Aydınoğlu Beyliği topraklarına katılmıştır. 1390 yılında Osmanlı eline geçen Aydın ve çevresi, Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşı’nı kaybetmesi ile yine beyliğin eline geçmiş, II. Murat’ın 1425-1426’da beyliği ortadan kaldırması ile Urla tamamıyla Osmanlı Devleti yönetimine geçmiştir.

 

Osmanlı Devleti’nde Urla, iç ve dış ticarette büyük öneme sahip bir liman kenti olmuştur. 1520’den sonra Kanuni Sultan Süleyman, Urla’nın bazı köylerini validesi Hafsa Sultan’a vermiş, o da bu yerleri Manisa’da yaptırdığı külliyeye vakf etmiştir. Bu köylerin dışında kalan Kilizman ve merkezdeki alanlarda padişahın hâssına eklenmiştir. Urla'daki deniz ticareti 16. yüzyıl sonlarında gerilemeye başlamıştır. Ticaret gemilerinin artık bu limana uğramamasının en önemli sebebi, büyük Türk Denizcisi Piri Reis'in dediği gibi, bu suların korsan yatağı olmasıdır.

 

İzmir, I. Dünya Savaşı sonucunda imzalanan Sevr Antlaşması maddeleri sebep gösterilerek Yunanlılar tarafından 15 Mayıs 1919’da işgal edilmiştir. 15 Mayıs 1919 sabahı başlayan Yunan işgaline karşı Batı Anadolu’da ilk direniş 16 Mayıs sabahı Urla’da olmuştur. İzmir’in işgalini öğrenen 800 kadar yerli Rum, Türklere saldırıda bulunmuştur. Bu sırada Urla'da, İzmir' deki 56. Tümene bağlı 173. Alay bulunmaktaydı. Alay Komutanı, elinde bulunan az sayıdaki asker ve onlara yardıma gelen Türk halkı ile yaklaşık 120 kişilik bir kuvvetle bu saldırılara karşı koymuştur.

 

Rum çeteleri ile Alayın çarpışması 16 ve 17 Mayıs günleri boyunca sürmüş, 17 Mayıs akşamı ateş kesilmiştir. Bu olayla birlikte Batı Anadolu’da ilk Kuvayı Milliye mücadelesi başlamış, Türk askerinin ve halkının bu silahlı karşı koyuşu, Yunan askerleriyle değil de Rum çetelerine karşı olmasına rağmen, Batı'da Yunanlılarla “ilk çarpışma” kabul edilmiştir. Çatışmalar sonunda 18 Mayıs günü itibariyle Urla, kurtuluş günü olan 12 Eylül 1922 tarihine kadar 3 yıl, 3 ay, 3 hafta ve 3 gün işgal altında kalmıştır.

 

26 Ağustos 1922 Cumartesi günü başlayan ve 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da zafere ulaşılan Başkomutan Meydan Muharebesi’nde, kesin yenilgiye uğrayan Yunan ordusu geri çekilmeye başlamış, Mustafa Kemal Paşa, geriye çekilen ordunun yeni bir savunma hattı oluşturmasını engellemek için o ünlü emrini vermiştir; “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”. Bu emirle başlayan takip, 9 Eylül’de Türk ordusunun İzmir’e girmesi ile sonuca ulaşmıştır. 10 Eylül’de Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa, beraberindeki komutanlarla beraber İzmir’e gelmişlerdir. Yunan ordusundan kalan kuvvetlerin Çeşme’ye kaçarak oradan gemilerle Anadolu’yu terk etmeye hazırlandıkları öğrenilince, 5. Süvari Kolordusu Kumandanı Fahrettin (Altay) Paşa’ Yarımadadan düşmanı söküp atmak üzere görevlendirilmiştir. Böylece Kurtuluş Savaşımızın son safhalarından olan Urla Yarımadası Takip Harekâtı başlamıştır. Urla, 12 Eylül 1922 tarihinde düşman elinden kurtarılmıştır.

-------- ● --------

A SHORT HISTORY OF URLA

Liman Tepe, which is one of the most significant settlement on the coastal Western Anatolia, exhibits a unique character in terms of continuous settlement ranging from Chalcolithic Period to Roman Period. As a result of archaeological digs at Liman Tepe, lasting for last 28 years, 7 architectural strata ranging from Middle-Chalcolithic Period to Late Roman Period, have been identified. Thanks to these data obtained, a chronological index which is quite significant not only for settlement but also for Aegean world. The earliest architectural stratum in the said chronological index is dated to early 5 millennium BC, i.e. Middle-Chalcolithic Period. In the light of finds discovered, it is understood that the city had been a powerful port city, which was on the hub of overseas trade relations from the oldest cultural stratum discovered. This center, which assumed a different dimensions after Early Bronze Age urban understanding kicking in, was named Clazomenae during Classical Antiquity.

With the Aegean Seafaring People Migration, starting circa 1200 BC, city states had become centers of civilization. In 8th Century BC, Clazomenae had completed developing its political machine, thereby taking its place in the history of civilizations and becoming a member of league of city states. Meanwhile as of 6th Century BC, it was invaded a few times and faced a few rebellions. That's why people abandoned the city in the mainland and moved to the island across, known as Karantina (Quarantine) Island. It is understood that the city on the Island was abandoned during 5th Century AD. This city, which was mentioned by Council of Chalcedon in 451 AD and in Synekdemos by Hierocles and in some of the later period eparchy (diocese) lists, is likely to be located in Gülbahçe Village wherein remains of a church and its Byzantine era inscriptions were discovered.

Turks gained access to Aegean Sea and İzmir thanks to Çaka Bey during 1080s. Çaka Bey who built the first Turkish navy, captured the coastal cities thanks to these campaigns. Included amongst these captured cities are also Clazomenae. The principality established by Çaka Bey, disbanded following his death. After this date Turk-Byzantine struggle continued at Western Anatolia for about two centuries.

Following the collapse of Anatolian Seljuk State in 1308, Anatolian Beyliks (principalities) period started. İzmir and Urla were annexed by Aydınoğlu Gazi Umur Bey and İbrahim Bahadır Bey to Aydınoğlu Beylik in 1329. Aydın and surrounding area which was captured by Ottomans in 1390, was again captured by the Beylik following Yıldırım Bayezid's defeat during Ankara Battle and fell under complete Ottoman rule after Murad II razed the Beylik between 1425 and 1426.

Urla became an important port city during Ottoman Period, which has a great significance for domestic and foreign trade. After 1520 Suleiman The Magnificent granted some of the villages of Urla to his mother Hafsa Sultan and she in return endowed these places to the religious complex that she commissioned in Manisa. Kilizman and central areas other than these villages were appended to the personal treasury of Sultan. Sea trade in Urla started to decline by the end of 16th Century. The most significant reason for why trade vessels no longer visited this port is the fact that these waters were swarming with pirates, as the Great Turkish Seaman, Piri Reis put it.

İzmir was invaded by Greeks on May 15, 1919 using certain articles of Treaty of Sévres, which was signed by the end of World War I, as pretext. First resistance in Western Anatolia against the invasion by the Greeks, which started in the morning of May 15th, 1919, took place in Urla on in the morning of May 16th. About 800 local Rums (Ottoman Greeks), becoming aware of invasion of İzmir, launched attacks on Turks. Back then in Urla, there was Regiment 173, reporting to Division 56 located in İzmir. The Regimental Commander, with troops of about 120 combatants consisting of a very little soldiers under him and Turkish population coming to their aid, defended against these attacks.

The clashes between Rum bandits and the Regiment continued on May 16th and 17th and a truce was made during the evening of May 17th. Following this incidence the first Kuvayı Milliye (National Forces) movement started in Western Anatolia and although this armed resistance of Turkish soldiers and people was not against Greek army troops but Rum bandits, it is regarded as "the first armed clash" with Greeks in the West. By the end of armed conflicts Urla was under invasion for 3 years, 3 months, 3 weeks and 3 days starting on May 18 till September 12, 1922, which is liberation day for Urla.

The Greek army which was decisively defeated during Chief-of-Command Pitched Battle, which started on Saturday, August 26, 1922 and ended victoriously on Wednesday, August 30, 1922, started retreating and Mustafa Kemal Pasha gave his famous command "Armies, your first goal is Mediterranean. Forward!" to preclude Greek army to form a new defensive line while retreating.  The chase which started with this command, ended on September 9, when Turkish Army entered İzmir. On September 10, Mustafa Kemal Pasha and İsmet Pasha arrived in İzmir together with their commanders. When the intel came that remainder of Greek army fled to Çeşme, preparing for leaving Anatolia by ships, Fahrettin (Altay) Pasha, the Commander of 5th Cavalry Corps, was ordered to purge the enemy from the Peninsula. Thus started Urla Peninsula Chasing Operation, which is the last stage of our War of Independence. Urla was liberated from the enemy hands on September 12, 1922.