Mart Dokuzu

“MART DOKUZU” Hoş geldin Bahar!

 

Hayvancılıkla, tarımla uğraşan topluluklar için kışın bitip baharın gelmesi ve yeniden dirilişin sembolleşen başlangıcı olan, gece ve gündüzün eşitlendiği, doğanın uyandığı ve dolayısıyla üremenin başlangıcı olarak kabul edilen 21 Mart tarihi, pek çok takvimde ve kültürde yılbaşı olarak kabul edilip kutlanmıştır. Bu şenlikler, geniş bir coğrafyaya yayılmış, çeşitli kültürlerde yer almıştır. Her sosyal grubun kutlama şekilleri bu önemli günün içeriğini farklı belirlemektedir. Anadolu’da yüzyıllarca din, dil, ırk fark etmeksizin baharın gelişi kutlanmıştır. Bazı toplumlarda mitolojik kaynağa, bazı toplumlarda dini kaynağa oturtulmaya çalışılmıştır.

Bugün ise Türklerin en önemli günlerinden biri olan, kışın bitişi ve bahar bayramının başlangıcı olarak kabul edilen, birkaç şehirde olduğu gibi İzmir’de de “Mart Dokuzu” adıyla kutlanan nevruz, tarih boyunca birçok ad ile anılmıştır. Bunlardan bazıları Mart Bozumu, Mart Bozma, Mart Kırma, Mart Dutma, Sultanı Nevruz, Nevruz Sultan, Bahar Bayramı, Yörük Bayramı, Bereket Bayramı, Yılbaşı, Yumurta Bayramı, Kış Bitti Bayramı, Yeni Gün, Gün Dönümü, Günsırtı, Yılsırtı, Kurt Kızanı, Yıl Yenilendi, Yaz (Bahar) Toyu, Ulus Günü, Oğuz Toyu’dur. Güneş’in Koç burcuna girdiği ve geceyle gündüzün eşit olduğu 21 Mart günü, Türk topluluklarının çoğunda yılbaşı olarak kutlanmaktadır.

Niye Mart Dokuzu?

Arapçada “kor hâlindeki ateş” anlamına “Cemre” düşmeleri, yedişer gün ara ile gerçekleşmekte ve önce havaya, sonra suya, en sonda toprağa düşerek, düştüğü yeri ısıtmaktadır. Soğukların kırılmaya başladığı bu zamanda, dokuzlar” olarak bilinen bir takvim sırasında son soğuklar gerçekleşir. Bu dokuzların üç tane olduğu bilinmektedir. Ancak halk takviminde hesaplama Rûmî Takvim esas alınarak yapılmakta ve arada 13 günlük fark bulunmaktadır. Bu hesaba göre birinci dokuz Mart 9’dur. Miladi takvime göre bu tarih Mart 21’dir. İşte bu birinci dokuzda yağmurlar, fırtınalar hiç eksik olmaz. İkinci dokuz Mart 21’dir. Miladi takvime göre bu tarih Mart 30’dur. Bu ikinci dokuzda fırtına, kar yağışı ve soğuk yapar. Yeni uyanan ve tomurcuklanan ağaçlara ve yeni doğmuş oğlaklara büyük zararı dokunur. Üçüncü dokuz ise Mart 30’dur. Miladi takvime göre bu tarih Nisan 9’dur. Bu da üçüncü dokuzdur. Artık baharın girdiği günlerdir. Fırtına yapabilir. Halk arasında “Mart dokuzu, dokuzun dokuzu, o da olmazsa otuzu” sözü ile önceki dokuzlarda hava fırtına yapmadıysa bunda mutlaka fırtına yapacağı, aşırı soğuk ve yağmurlar olacağı hatta kar bile yağabileceği anlatılmaktadır. “Mart kapıdan baktırır, kazma, kürek yaktırır” ve “Mart dokuzuna 9 kütük 9 harar saman hazırla” şeklindeki deyiş ve inanış bu durumdan kaynaklanmaktadır.

Toprakla ilgili mevsim değişikliği zamanında, kıştan yaza geçerken baharın gelişinin kutlandığı bugüne çeşitli anlamlar yüklenmesi, binlerce yıllık süreçte süreklilik kazanmasına neden olmuştur. Uyuyan doğa için yiyecek toplanıp topluca yenilen bu kutlu gün, günümüzde doğanın canlanmasını karşılayan bir şenlik olarak devamlılığını sürdürmektedir. Her yöre kendisine özgü ritüelini gerçekleştirmektedir. Pek çok şehirde farklı isimle anılan bahar bayramı, Urla’da da, İzmir’de olduğu gibi “Mart Dokuzu” adıyla kutlanmaktadır. Yakın bir tarihe kadar Mart ayının yirmi bir veya yirmi ikinci gününde baharı karşılamak için Akmar(Akpınar Mevkii) ve Yıldız Park’a giden Urlalılar, hazırladıkları dolma, katmer ve börekler ile piknik yaparlardı. Salıncaklar kurulur, dümbelek ve davullar çalınır, oyunlar oynanırdı. Genç kızlar lale ve papatyadan taçlar yapar ki buda baharı müjdelemektedir, salına salına dolaşırdı. Urlalı genç kız ve oğlanlar, Mart Dokuzu ve Bir Ağustos(Bağ Bozumu)’ta yapılan eğlencelerde birbirlerini görme fırsatı buldukları için bu günlerden sonra Urla’da evlilikler artardı.

Günümüzde ise geleneksel yemek kültürünün yok olmaya başlaması ve eski lezzetlerin kaybolmaya yüz tutması üzerine geleneksel beslenmeyi; iyi ve temiz gıdayı öne çıkarmak amacıyla Urla’da, Mart ayında “Geleneksel Urla Mart Dokuzu Ot Bayramı” yapılmaktadır.